22 Ağustos 2011 Pazartesi

afrikalı çocuğa mektup 2


sevgili küçük somalili dostum..
mektubunu aldım. önce yüreğim sevinçle doldu. sonra yazdıkların ve tv'da gördüklerimle kendimden geçtim. neyseki televizyonda 'küçük kadınlar' vardı izledim de kendime geldim. ama konu bu değil..

sevgili küçük afrikalı çocuğum.. anladığım kadarıyla kuraklık afrikayı yakıp yıkmış.. devletimizin kocaman kocaman adamları,, sanatçıları, iş adamları gidip somaliye bizzat kendileri teşrif ettiler.. orda oyunlar oynadılar. kızdım tabi hem de çok kızdım.. sen git açlık çeken somali'de saçma sapan oyunlar oyna, oldumu şimdi.. oysa orda bir kasap havası çalsa halayı çeksek daha mantıklı olmazmıydı, her taraf şenşakrak olmazmıydı.. saçma sapan hereketler yapmayın lan.. hele sen aç çocuğa git oyuncak araba al.. utandım gerçekten. aç adama oyuncak araba mı alınır.. kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. bir mac book alsanız çocuklar mynet batağa girse bence daha mutlu olurlardı. hem matematikleri kuvvetlenirdi.. hatalıysam, küfür yaz 3334'e gönder.. tabi konturun varsa..


şimdi tabi bu halinizi görünce siz küçük afrikalı çocuklara ali ekber çiçek'ten halay cd'si ve internet bulurlarsa mynetten batak oynayacak bir macbook yardımı kampanyasına bütün tanıdıklarımı teşfik etmek için kapı kapı dolaştım..

önce mahmut amcaya gittim. mahmut amcayı bilirsin zengin ve züppenin tekidir. gittim. afrikadaki çocuklardan bahsettim senden bahsettim.. açlıktan mynet oyundan, macbooktan halaydan, ve ölümlerden bahsettim.. mahmut amca liberalist bir insandı..
-ulan dedi. -her zaman ulan ile başlar cümleye- ben bunca zamandır çalıştım, sabahın köründe kalktım, uyumadım, kazandım. ulan neden yardım edeyim o tembel insanlara, aptal mıyım.. ulan hem yardım etsem ne olur ki. ulan! bir insana balık vermeyeceksin balık tutmayı öğreteceksin. dedi.
+ama mahmut amca onlar daha küçük bir çocuk. ne çalışması.. balık tutmaktan ne anlarlar..onlar sadece aç dedim.. ve açlıktan ölüyorlar.. bu resmen emperyalist kafa dedim..
sanırım etkili oldu sözlerim.. passatı'na bindi.. torpido gözünden cüzdanını çıkardı.. oley para verecekti evet evet para verecekti.. sonra bir şey çıkardı.. sanırım prezervatifti..
- ulan! babaları bunu kullansaydı da doyuramıyacağı çocuklar doğurmasalardı! dedi pantolunun önününü ovalayıp gaza basıp gitti.. mahmut amcanın dediklerini düşündüm hak verdiğim anlar oldu.

sonra züleyha hanımın evine gittim.. züleyha hanım bana evi gezdirdi.. bu arada gerçekten jakuzisi çok güzelmiş. üç saat jakuzinin faydaları ve ne işe yaradığından konuştuk.. bri ara affedersin ama kontrolu kaybedeip jakuzi fantezisi bile yaptım. ama kendimi hemen toparladım. afrikalı çocuklar için burdaydım.. süleyha hanıma da işte durumumu özetledim. derin derin düşündü.. sonra
- bak welvelecim.. sen türkiye de kaç tane aç, suzsuz. sevgiye-ilgiye muhtaç köpek, kedi olduğunu biliyor musun diye sordu..
+bilmiyorum dedim..
-onlar da canlı değil mi onlar da acı çekmiyorlar mı diye sordu..
- evet haklısınız ama ordaki çocuklar..
sözümü tamamlamama izin vermedi.. bir üç saat de hayvan haklarından bahsetti.. o kadar hayvanlar hakkında konuştuk ki güzel ülkemin bütün kedi, köpek, ayı, çakal, öküz, dana ve daha ne kadar hayvanı varsa hepsiyle empati kurdum.. sonra insanlığımdan utandım.. keşke ben de bir hayvan olsaydım dedim.. derken hayvanlaştım. zuleyhayla hayvanlar gibi seviştik... ama züleyha hanıma hakvermedim değil.. hele sevişirken çok haklı görünüyordu..

bu başarısız denemeler beni yıldırmadı. berke abiye gittim.. berke abi midesine önem verir vermesine ama devrimci, bilinçli, aydın bir insandır.. zamanında bir çok eyleme katılıp ezilen halklar için kampanyalar yapmış.. dayak yemiş. hapishanelere girmiş mümtaz bir kişilikti.. ona da somali ve diğer afrika ülkeleindeki açlıklardan bahsettim..
- yaşasın halkların kardeşliği! diye gürledi..
+ abi yardım edceksin öyleyse. dedim.. berke abi derin bir nefes aldıktan sonra
- bak welvelecim.. bu açlığa kim sebeb oldu.. ben mi? hayır.. kim? tabiki de emperyalist güçler ve onların uşakları. biz yardım etsek ne olur.. doyarlar sonra gidip silah alıp birbirini öldürüler.. açlıktan ölmek mi iyi, katil olmak mı? katledilmek mi? ben bu açlığa sebeb olmadım olanlar gidip yardım etsin. dedi..
berke abiye de hak vermedim değil..

baktım olmayacak mahallenin dini bütün namazında niyazında ve mahellenin namusu, dirliği ve güzel ahlakından sorumlu şerafettin amcaya gittim. kendisi müslümanlığın türk milletine neler kazandırdığı, cenneti nasıl kazanacağımızı, cehennemden uzak durmak gerektiğini bütün mahalle toplantılarında bize aşılayan güzel bir insandır.. gittim sendne ve senin gibi olan tüm afrikalı çocuklardan bahsettim.. ilgi ile dinledi. sonra söze başladı..
- bak welvele evladım. aslında hepsindne haberim var ama bu yıl umreye gidiyorum. bütün parayı umreye verdim dedi..
+ama şerafettin amca sen 28 defa haca gitmemi miydin?
- elhamdulillah nasip oldu.. bak welvele evladım.. onlara parasal yardım etmesem de dularımız onlarla. geçen ikindi sonrası üç beş arkadaş somalili çocuklar için dua ettik.. allah büyük değil mi.. allah büyüktür tabiki. allah onlara yardım eder. allah varken bizim ne haddimize.. elelrimizi açtık dualarımızla onlara yardıme ettik. dedi.
+ selene mı lan bu dedim
-çarpılırsın ulan zındık.. git belanı allahtan bul fesubhanallah deyip kovdu beni..
şerafettin amcaya da hakverdim.. all'ah var allah varken biz mi kurtaracağız onları diye düşündüm.. hem selana da var.. selena selana selana' diye bağırdım.. oracıkta oruçları bozuldu..

ama gene de sevgili afrikalı dostum sırf senin hatrına yılmadım..
gidip vatansever milliyetçi arkadaşlarımla bu konuyu konuştuk.. ama üzüntü ile öğrendim ki somali ve tüm afrika, TURAN sınırları içerisinde değilmiş.. adamlar haklıydı. hiçbir zenci, türk olamazdı.. oysa ben tüm dünyanın türk olduğunu sanıyordum..

en son şahin bir kaç kürt arkadaşla konuştum. malesef ki onlar türklerin olduğu hiçbir etnikliğe katılamıyacaklarını bunun kürtlerin davasını baltalayacaklarını ifade ettiler
'ama onlar da ezilen bir millet' dedimse de 'en azından özgürler' dedi.. 'açlık da özgürlük olmaz' dedim.. 'ulan biz de bunca yıldır dağdayız karıya kıza açız' dedi. 'açsalar biz de açız' deyip kürtçe küfür edip kovdular..
küfrü yedim ama aslında onlara da hakvermedim değil..

işte böyle sevgili afrikalı küçük dostum.. herkesin yardım etmemek için yeterince haklı sebebi var.. yani ne yapabilirim.. sen açlıktan ölmüşsün.. annen yolda çocuklarından birini bırakmak zorunda kalmış.. o sen olmuşsun..ne yapabiliriz... herkesin kendince haklı sebebleri var yardım etmemek için..
ama 'vicdan' deme?
yirmibirinci yüzyılda vicdana yer yok..
'ama daha küçücük bir çocuğum' deme.
yirmibirinci yüzyıl'da zayıflara yer yok...
'lanet olsun !' deme..
deme...

mektubu sonlandıırken demem gerekir ki sevgili küçük afrikalı dostum.. yeterince yardım toplayamadık, ama olsun denedik en azından. bir gün açlıktan ağlamak istersen tüm insanlığı düşün ve ne büyük komedya yaşandığınına bütün gücünle kahkaha atarak gül..
öptüm güneşten kavrulan, acıdan büzülen ve malnutrisyondan kararan tertemiz alnından
çaww..

2 yorum:

  1. Son zamanlarda yandaş basında çıkan abartılı haberlerin ve yandaş basının kalemşörlerinin yalanlarının aksine somalideki çocuk olayları MÜNFERİT! olaylardır. Çocuk ölümleri tamamen ailelerin ilgisizliğinden ve çocukların şımarıklığından kaynaklanmaktadır.Değilse yaşanılan durum, batının yıllar yılı afrikayı sömürmesi, acılara kulak tıkaması, kendi çıkarları için iç savaşa ve katliamlara göz yummasının sonucu değildir.

    YanıtlaSil