24 Ağustos 2011 Çarşamba


-          “Oyun bitti mi ?” diye sordu.
-          “Bilmiyorum” dedim.

Gölgem arkamdan yavaş yavaş silinirken,
Tatmin olunmaz bir karanlığın içine doğru yol alıyordum.
Üstelik sonbahar da yaklaşıyordu.
Ve insanların tükenmişlikten  bunaldıkları aşikarken içeri bir sarhoş girdi.

-          “Oyun bitti mi ?” diye sordu.
-          “Bilmiyorum” dedim.

Sabahın erken saatleri leş gibi kokuyordu
Leş toplamaya gelenler, şişe diplerini yokluyordu.
Üstelik cümbüşü, şişenin kızıllığını dert edenler  çalıyordu   
Ve insanların yalnızlıktan bUnaldıkları aşikarken içeri bir sarhoş girdi.

-           “Oyun bitti mi ?” diye sordu.
-          “Bilmiyorum” dedim.

Sonbahar gibi dağılıyordu kalabalık
Birlikte leş gibi yAlnızlık çekiyorduk
Üstelik tek seferde ancak tek nefes alabiliyorduk
İnsanların suskunluktan bunaldıkları aşikar iken içeri bir sarhoş girdi.

-          “Oyun bitti mi ?” diye sordu.
-          “Bilmiyorum” dedim.


23 Ağustos 2011 Salı

POSTA İDARESİ 22R-184aJ No'lu GÖNDERİ DETAYI

Sayın Gönderici

22 AĞUSTOS 2011 tarihinde "AFRİKALI ÇOCUK" adlı alıcıya göndermiş olduğunuz  mektup, açlık, sefalet, yalnız bırakılmışlık ve unutulmuşluk gibi nedenlerden dolayı alıcı kişi ÖLDÜĞÜNDEN kendisine ulaştırılamamıştır. Bilgilerinize sunulur.


POSTA İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

22 Ağustos 2011 Pazartesi

afrikalı çocuğa mektup 2


sevgili küçük somalili dostum..
mektubunu aldım. önce yüreğim sevinçle doldu. sonra yazdıkların ve tv'da gördüklerimle kendimden geçtim. neyseki televizyonda 'küçük kadınlar' vardı izledim de kendime geldim. ama konu bu değil..

sevgili küçük afrikalı çocuğum.. anladığım kadarıyla kuraklık afrikayı yakıp yıkmış.. devletimizin kocaman kocaman adamları,, sanatçıları, iş adamları gidip somaliye bizzat kendileri teşrif ettiler.. orda oyunlar oynadılar. kızdım tabi hem de çok kızdım.. sen git açlık çeken somali'de saçma sapan oyunlar oyna, oldumu şimdi.. oysa orda bir kasap havası çalsa halayı çeksek daha mantıklı olmazmıydı, her taraf şenşakrak olmazmıydı.. saçma sapan hereketler yapmayın lan.. hele sen aç çocuğa git oyuncak araba al.. utandım gerçekten. aç adama oyuncak araba mı alınır.. kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. bir mac book alsanız çocuklar mynet batağa girse bence daha mutlu olurlardı. hem matematikleri kuvvetlenirdi.. hatalıysam, küfür yaz 3334'e gönder.. tabi konturun varsa..


şimdi tabi bu halinizi görünce siz küçük afrikalı çocuklara ali ekber çiçek'ten halay cd'si ve internet bulurlarsa mynetten batak oynayacak bir macbook yardımı kampanyasına bütün tanıdıklarımı teşfik etmek için kapı kapı dolaştım..

önce mahmut amcaya gittim. mahmut amcayı bilirsin zengin ve züppenin tekidir. gittim. afrikadaki çocuklardan bahsettim senden bahsettim.. açlıktan mynet oyundan, macbooktan halaydan, ve ölümlerden bahsettim.. mahmut amca liberalist bir insandı..
-ulan dedi. -her zaman ulan ile başlar cümleye- ben bunca zamandır çalıştım, sabahın köründe kalktım, uyumadım, kazandım. ulan neden yardım edeyim o tembel insanlara, aptal mıyım.. ulan hem yardım etsem ne olur ki. ulan! bir insana balık vermeyeceksin balık tutmayı öğreteceksin. dedi.
+ama mahmut amca onlar daha küçük bir çocuk. ne çalışması.. balık tutmaktan ne anlarlar..onlar sadece aç dedim.. ve açlıktan ölüyorlar.. bu resmen emperyalist kafa dedim..
sanırım etkili oldu sözlerim.. passatı'na bindi.. torpido gözünden cüzdanını çıkardı.. oley para verecekti evet evet para verecekti.. sonra bir şey çıkardı.. sanırım prezervatifti..
- ulan! babaları bunu kullansaydı da doyuramıyacağı çocuklar doğurmasalardı! dedi pantolunun önününü ovalayıp gaza basıp gitti.. mahmut amcanın dediklerini düşündüm hak verdiğim anlar oldu.

sonra züleyha hanımın evine gittim.. züleyha hanım bana evi gezdirdi.. bu arada gerçekten jakuzisi çok güzelmiş. üç saat jakuzinin faydaları ve ne işe yaradığından konuştuk.. bri ara affedersin ama kontrolu kaybedeip jakuzi fantezisi bile yaptım. ama kendimi hemen toparladım. afrikalı çocuklar için burdaydım.. süleyha hanıma da işte durumumu özetledim. derin derin düşündü.. sonra
- bak welvelecim.. sen türkiye de kaç tane aç, suzsuz. sevgiye-ilgiye muhtaç köpek, kedi olduğunu biliyor musun diye sordu..
+bilmiyorum dedim..
-onlar da canlı değil mi onlar da acı çekmiyorlar mı diye sordu..
- evet haklısınız ama ordaki çocuklar..
sözümü tamamlamama izin vermedi.. bir üç saat de hayvan haklarından bahsetti.. o kadar hayvanlar hakkında konuştuk ki güzel ülkemin bütün kedi, köpek, ayı, çakal, öküz, dana ve daha ne kadar hayvanı varsa hepsiyle empati kurdum.. sonra insanlığımdan utandım.. keşke ben de bir hayvan olsaydım dedim.. derken hayvanlaştım. zuleyhayla hayvanlar gibi seviştik... ama züleyha hanıma hakvermedim değil.. hele sevişirken çok haklı görünüyordu..

bu başarısız denemeler beni yıldırmadı. berke abiye gittim.. berke abi midesine önem verir vermesine ama devrimci, bilinçli, aydın bir insandır.. zamanında bir çok eyleme katılıp ezilen halklar için kampanyalar yapmış.. dayak yemiş. hapishanelere girmiş mümtaz bir kişilikti.. ona da somali ve diğer afrika ülkeleindeki açlıklardan bahsettim..
- yaşasın halkların kardeşliği! diye gürledi..
+ abi yardım edceksin öyleyse. dedim.. berke abi derin bir nefes aldıktan sonra
- bak welvelecim.. bu açlığa kim sebeb oldu.. ben mi? hayır.. kim? tabiki de emperyalist güçler ve onların uşakları. biz yardım etsek ne olur.. doyarlar sonra gidip silah alıp birbirini öldürüler.. açlıktan ölmek mi iyi, katil olmak mı? katledilmek mi? ben bu açlığa sebeb olmadım olanlar gidip yardım etsin. dedi..
berke abiye de hak vermedim değil..

baktım olmayacak mahallenin dini bütün namazında niyazında ve mahellenin namusu, dirliği ve güzel ahlakından sorumlu şerafettin amcaya gittim. kendisi müslümanlığın türk milletine neler kazandırdığı, cenneti nasıl kazanacağımızı, cehennemden uzak durmak gerektiğini bütün mahalle toplantılarında bize aşılayan güzel bir insandır.. gittim sendne ve senin gibi olan tüm afrikalı çocuklardan bahsettim.. ilgi ile dinledi. sonra söze başladı..
- bak welvele evladım. aslında hepsindne haberim var ama bu yıl umreye gidiyorum. bütün parayı umreye verdim dedi..
+ama şerafettin amca sen 28 defa haca gitmemi miydin?
- elhamdulillah nasip oldu.. bak welvele evladım.. onlara parasal yardım etmesem de dularımız onlarla. geçen ikindi sonrası üç beş arkadaş somalili çocuklar için dua ettik.. allah büyük değil mi.. allah büyüktür tabiki. allah onlara yardım eder. allah varken bizim ne haddimize.. elelrimizi açtık dualarımızla onlara yardıme ettik. dedi.
+ selene mı lan bu dedim
-çarpılırsın ulan zındık.. git belanı allahtan bul fesubhanallah deyip kovdu beni..
şerafettin amcaya da hakverdim.. all'ah var allah varken biz mi kurtaracağız onları diye düşündüm.. hem selana da var.. selena selana selana' diye bağırdım.. oracıkta oruçları bozuldu..

ama gene de sevgili afrikalı dostum sırf senin hatrına yılmadım..
gidip vatansever milliyetçi arkadaşlarımla bu konuyu konuştuk.. ama üzüntü ile öğrendim ki somali ve tüm afrika, TURAN sınırları içerisinde değilmiş.. adamlar haklıydı. hiçbir zenci, türk olamazdı.. oysa ben tüm dünyanın türk olduğunu sanıyordum..

en son şahin bir kaç kürt arkadaşla konuştum. malesef ki onlar türklerin olduğu hiçbir etnikliğe katılamıyacaklarını bunun kürtlerin davasını baltalayacaklarını ifade ettiler
'ama onlar da ezilen bir millet' dedimse de 'en azından özgürler' dedi.. 'açlık da özgürlük olmaz' dedim.. 'ulan biz de bunca yıldır dağdayız karıya kıza açız' dedi. 'açsalar biz de açız' deyip kürtçe küfür edip kovdular..
küfrü yedim ama aslında onlara da hakvermedim değil..

işte böyle sevgili afrikalı küçük dostum.. herkesin yardım etmemek için yeterince haklı sebebi var.. yani ne yapabilirim.. sen açlıktan ölmüşsün.. annen yolda çocuklarından birini bırakmak zorunda kalmış.. o sen olmuşsun..ne yapabiliriz... herkesin kendince haklı sebebleri var yardım etmemek için..
ama 'vicdan' deme?
yirmibirinci yüzyılda vicdana yer yok..
'ama daha küçücük bir çocuğum' deme.
yirmibirinci yüzyıl'da zayıflara yer yok...
'lanet olsun !' deme..
deme...

mektubu sonlandıırken demem gerekir ki sevgili küçük afrikalı dostum.. yeterince yardım toplayamadık, ama olsun denedik en azından. bir gün açlıktan ağlamak istersen tüm insanlığı düşün ve ne büyük komedya yaşandığınına bütün gücünle kahkaha atarak gül..
öptüm güneşten kavrulan, acıdan büzülen ve malnutrisyondan kararan tertemiz alnından
çaww..

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Afrikali cocuktan mektup

Afrikadan Mektup Var

Sevgili Turkiyeli arkadasim.

Mektubunu alinca hepimiz cok mutlu olduk. Ama ne yalan soyleyeyim pek gulemedik. Yoo, yoo sakin yanlis anlama... Gulmek istedik ama dudaklarimiz susuzluktan kuruyup catladigi icin gulemedik. 

Halimizi sormussun. cok sukur son birkac gundur rahat sayiliriz. Biliyorsun herkes yardim etmeye calisiyor. Ama yardimlar bize henuz tam olarak ulasmadi. Babami da olduren silahli adamlar yardimlarin ulasmasini engelliyorlar. Babam hayatta olsaydi onlara gereken dersi verirdi. Kardeslerim arasinda secim yapmak zorunda kalmadan bizi multeci kampina kadar gotururdu. Ahh bir de amcaninki gibi bir arabamiz olsaydi iki uc gunde degil de saatler icinde kampa ulasirdik. Babama gaza korkmadan sonuna kadar basmasini soylerdim. Varsin araba fazla benzin yaksin. Bizim buralarda heryerden petrol cikiyor. Babam yasarken anlatmisti. Petrolu cikarip islemesi zormus. Ama islendi mi cok para edermis. Yabancilar da bu zor iste bize yardimci olamaya calisiyorlarmis.  Bizim adimiza petrolu isleyip, karsiliginda bize yiyecek yardimi yapiyorlarmis. 

Oralarda ramazan ayi diye bir sey varmis. Gecen gun ulkenizden gelen insanlar oruc diye bir seyden bahsettiler. Anlattiklarina gore ulkenizde insanlar gunes dogmadan hemen once tika basa yemek yiyip, gunes batana kadar hic yemeden ve icmeden bekliyorlarmis. Gunes batarken de birbirinden zengin sofralara oturup yine tika basa yiyorlarmis. Boylece aclarin halini dusunup, bizleri anlamaya calisiyormusunuz.
Ancak Duyduk ki cogunuz acken degilde aksam yemek yerken bizi hatirliyormusunuz. Ama benim guzel dostum Hem bizi hem acligi anlamak istiyorsaniz, gece yemek yemeden yatin iftarda da sadece bir tabak corba icin. Ama ekmek olmasin. Boylece hem formunuzu korur, hem de "nefsimi aclikla terbiye ediyorum" diye riyaya dusmemis olusunuz.

Sevgilerimle
afrikali cocuk

afrikalı çocuğa mektup

mektubuma başlamadan önce oradaki herkesin; büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.. nasılsınız? afiyette misiniz? bizi soracak olursan allahımıza çok şükür iyiyiz. mahmut amca yeni bir araba aldı. passat. seri hızlı ve karizmatik.. benzini su gibi yakıyor ama olsun gaza bastı mı asfalt ağlıyor be. ağlıyor diyince aklıma geldi. duydum ki ağlıyormuşsunuz?? aa be kuzum niye ağlıyorsunuz.. hayat değer mi gözyaşlarına.. al ordan bir jack daniels unutsun herşeyi..

züleyha teyze yeni bir eve taşındı.. biliyor musun jakuzisi de var.. ohh şöyle sıcak bir duş romatizmalarına iyi geliyormuş.. artık jakuzisiz eve ev denilmiyor. sen de en kısa zamanda bir tane jakuzi almalısın bence..

berke abiye gelince.. onu hiç sorma.. baya kilo aldı.. hep şu lanet olası adana kebab ve fast food yiyeceklerden.. alma diyorum biraz daha vejeteran beslen diyorum kime diyorum ben ohoo.. bak sen, sen ol, kırmızı etten uzak dur. içeçeksen kolanın dietini iç, yeşil sebzeleri de unutma. bol su da tüketmeyi de unutma..

bana gelince valla ne olsun gayet iyiyim.. biliyor musun şu lanet sigarayı bırakmaya çalışıyorum. spora başladım.. trisepslere önem veriyorum.. bak sen de spor yapmayı ihmal etme.. bol proteinli yiyecekler alırsan benim gibi fit bir bedene ve güçlü edelelere sahip olabilirsin. zaten resimlerine baktım da... aa be küçük dostum o nasıl bir beden öyle.. kara kuru, bir deri bir kemikten, bu ne saçma bir bedendir lan. az önem ver bedenine. her gün bir çiğ yumurta al. ama bak fazla bekletme yumurtayı. biliyorum sıcak afrika güneşin de hemen pişerlermiş. ekmekten de uzak dur. ekmek iyi gelmez. kilo aldırır..
duyamadım 'ekmek yok mu' diyosun.. 'ekmek yoksa pasta ye'
ne? ' çok klişesin' mi diyosun. ilahi afrikalı çocuk sen adamı güldürürsün..

ee sen en yapıyorsun.. fotograflarından anladığım kadarıyla teniniz baya yanmış yaşlı afrika güneşinde.. ne güzel hem de bedava.. bizim hanımın solariuma verdiği parayla yeni bir lamborghino bile alırdım lan ben.. valla küçük somalıli arkadaşım, düşündüm de biizm hanımı oraya göndersem daha ucuza gelir

annen nasıl iyiler mi.. bak eğer yolda giderken yeterince suyunuz ve ekmeğinizin olmaması nedeniyle çocuklardan birinini yolda bırakmak zorunda kalırsa sevgili sare teyze- ki olmaz böyle şeyler bu dünyada ama olursa- 'anne ben büyüyünce doktor olacam seni saraylarda yaşatacağım.. hastalandığında başucunda olacam' de bak kesin inanır lan.. 'inanmaz' deme inanır.. inanmayıp da ne yapacak lan.. buralarda bir laf vardır: umut fakirin ekmeği.. ye babam ye lan sen de .. ama fazla abartma.. ileri de şişko birini hangi kız ister ki..
ne 'bütün afrikalı kız çocukları şişman erkek ister' mi diyosun.. iahi çocuk.. çok komiksin.. very very funny..
neyse dediğim gibi bir gün annen seninle kardeşlerin arasında bir tercih yaparsa dediğimi yap.. zaten doktor olamazsan bile annen o günleri göremeden ölmüş bile olabilir.
ne? 'annemi bu seçim bile öldürür' mü diyosun.. sen de çok duygusal çıktın ha küçük afrikalı dostum.. az mantıklı ol.. güneş mi başına vurdu ne..
babana buradan ramhet diliyorum.. biliyorum baban bir kahramandı.. iç savaşta büyük kahramanlıklar gösterdi.. rahmetli..
neyse mektubumu burada sonlandırıyorum.. herkese benden chaww..

Emeğinin Karşılığını Almak

Amfide kapıya yakın bir sırada idim.Disaridan gelen dedikodu sesleri dikkatimi dagitiyordu. Hoca yok yere "Mutluluk ve Tatmini" cumle icinde kullanmamizi istiyordu.

Deftere söyle yazdım:

"Emeginin karşılığını almak insanı cogu zaman tatmin eder ama her zaman mutlu etmez. emeginin karşılığını alamamak neredeyse her zaman insanı mutsuz eder hiçbir zaman tatmin etmez. Belki de asıl mutluluk ve tatmin emeginin karşılığından fazlasını aldığın zaman gelir."






11 Ağustos 2011 Perşembe

facebook'da kendini beğenmek

herhalde hiçbir yerde olmayan bir şeydir ki bu durum.. facebook'ta kendi yorumuna beğen butonu mevcuttur. şimdi öyle yapınca kendini beğenmişlik olabilir mi? olamaz mı? olabilir..
eğer yazdığını beğenmiyorsan 'ulan öyleyse niye yazıyosun it' de demezler mi adama.. diyebilirler..
kafam çok karışık..