4 Nisan 2012 Çarşamba

Otuz Yaş Klübü

Benim geldiğim yerde, 72 ayını dolduranları ilkokula, 240 ayını dolduranları askere alıyorlardı ve dahası askere gitmeyene bir başka gözle bakıyorlardı. Hesaplarıma göre 360 ayımı doldurmuştum ve henüz farketmiştim  daha askere gitmediğimi. Ağzımda yirmilik dişlerim kaygılardan azade hala dururken,  ne zaman ağız dolusu gülsem bir fıkraya, yirmili yaşlardaki aşklarımın diyetini hatırlatıyordum. Onca hesabın sonunda,  bedeli neyse ödemeye razı olduğum bir askerlik sorunum ve ağzımda yirmilik dişlerim vardı. Zor oldu ama, yirmilik dişlerimle birlikte, ruhumda ve bedenimde yirmili yaşlara ait ne varsa söktü ve benden aldı zalim doktor. Ve geriye, dilimdeki buruk tadıyla yirmili yaşların kanlı bir boşluğu kaldı. Odadan çıkışta, ne otuzlar klübüne hoş geldin diyen bir centilmen, ne yirmili yaşlara hoşçakal diyen bir ergen  vardı. Hatıralarla doldursam bu travmatik boşluğu, belki abse yapardı…

1 yorum: